Bilimdir…!
Maymun değilsek bile; ne anlamı var onsuz, radika’nın, cibes’in, turp otu’nun, inek miyiz biz? Madem gıcıksın rakıya,
niye balık avlıyorsun boşu boşuna?
Şerbetle mi yiyeceksin lüferi..?
“Fevkalade”dir..
“Aliyül’ala”dır..
”Kadın” dır…!
1926′da üretime başladığında, rakılarına şu isimleri koymuştu Tekel, Cumhuriyet’in ilk yıllarında.. “Sevim, Elif, Hanım, Denizkızı, Üzümkızı, Jale” isimlerini taşırlardı…
Botoks’tur aynı zamanda.
”Çirkin kadın yoktur, az rakı vardır..!” mesela…
En kaknemi bile bir başka görünür gözüne,
içilir, güzelleşilir….!
Hayatın anahtarıdır.
Büst gibi oturan adamın bile çenesini açar.
“çilingir” sofrası denmesi, ondan..
Kontörsüz muhabbettir… Kahkahadır…!
İçki içen,
neler yaptığını hatırlamaz; rakı içen hatırlar..! Acısıyla tatlısıyla hatıraları kaydeden
hard disk’tir çünkü…
Tıp bazen çaresizdir. O ilaçtır.
Dişe de, Gurbete de iyi gelir…!
Herkesin gençlik hatası olabilir,
önce bira içersin…
Sonradan para kazanınca,
şarap içmeyi bi matah zannedersin…!
Amerika’da kamyon şoförlerinin içtiği viskiye Etiler’de, Reina’da bi kamyon parası ödersin, o ayrı. Kürkçü dükkânıdır Rakı…,
Döner dolaşır, gelirsin….!
Çocuktur… Ağlarsın…
Orhan Gencebay’dır.
Entel dantel barlarda dinlemeye utanırsın.
Ama hepimiz biliriz ki, ezbere bilirsin…
Tatlıses’tir. Realite’dir…!

Peynir, Rakı, Kavun, (PRK), örgüttür.
Ama, bölücü değil, birleştirici örgüt…!
Türk’ü de içer, Kürt’ü de..!
Çerkez’i de içer Ermeni’si de..!
Laz’ı da içer Yahudi’si de….!
Rumlar öyle bi meze yapar ki,
AB’ye almasalar da helali hoş olsun,
Kıbrıs’ı veresin gelir…!
Orhan Veli’dir…!
“Şiir yazıyorum,
şiir yazıp eskiler alıyorum,
eskiler verip musikiler alıyorum,
bir de rakı şişesinde balık olsam..!”dır.
Şiirdir…!
Dönülmez akşamın ufkudur aynı zamanda…
Ve…,
Mustafa Kemal’dir… Rakı!
Rakı içiyordu diye ” sarhoş ” demeye getiriyorsan eğer.., “sarhoş kafayla kurup
yücelttiği bu memleketi, ayık kafayla niye yönetemiyorsun? “diye sorarlar adama…!
Oof, oofff çok uzattım…!
Vakit tamam, güneş batmak üzere,bana müsaade,cümleten şerefe..!”