Öykünün devamında: Sakın, muhtarlık görevini kötüye kullanmayın! Dananın kuyruğu kopmasın! Diyen Mehmet Ağa’ya, birinci aza Hüseyin dedi:

-Mehmet Ağa “Dananın kuyruğu kopmasın” lafı da ne demek? Mehmet Ağa, dedi:

-O laf, haddi aşmayın, demektir. Herkesin kendi görevini, yetkisini, haklarını ve sorumluluklarını kanunlar çerçevesinde kullanması demektir. Kanun dışına çıkılınca dananın kuyruğu kopar.

O sırada, köylülerden Abdi’nin Memiş içeri girer ve der:

-Muhtar, yakında ilçeye gideceğini duydum. Bana, bir mektup yazıver. Yazdığın mektubu da, ilçeye gittiğinde götür. Tüccar Nazım’a ver. Mektubu verdiğin zaman o, sana bir miktar para verecek. O parayı, bana getir. Sen, yine de hatırlat! Kaç para gönderdi ise gönderdiği paranın meblağını da bir kâğıda yazdırıver! O, yazdığı pusulanın altına imzada atar. Karşılıklı peşin olmayan alışverişler mutlak yazılı belge ile olmalı. Güven başka şey! Belgeli alışverişler daha başka bir şey! Söylenen sözler belleklerden silinir gider. Ama belgelerdeki yazılar olduğu gibi kalır.

Odadakiler sordular:

-Hayrola Memiş Ağa! O para, neyin parası?

Memiş Ağa, borç para falan istiyor gibisinden anlaşılmasın diye gerekçesini açıkladı:

-O para, tiftik parasıdır.

Muhtar, mektubu yazdı ve dedi:

-Memiş Ağa, şu mektubun altını imzala!

Memiş Ağa, dedi:

-Muhtar, benim imza atmayı bilmediğimi pekâlâ biliyorsun! Niye mühür bas demiyorsun da, imza at diyorsun?

Muhtar, dedi:

-Memiş Ağa, kusura bakma! Ben, sana imza at diye lafın gelişi dedim. Senin mühür kullandığını bilmez miyim?

Memiş Ağa, dıştan ceketinin iç ceplerini yokladı. Sonra, sol elini ceketinin iç cebine götürdü. Elini cebine götürdüğü gibi cebinden bir küçük kese çıkardı. Kese, beyaz ve siyah çizgilerden oluşan kaput bezi parçasından elle dikilmiş bir torbacıktı. Keseyi ipinden tutarak aşağı sarkıtır gibi yaptı. Kesenin ağız bağını çözdü. Kesenin içerisinden şahadet ve orta parmağıyla mührü çıkarttı. Mektubun alt kısmına mührü “Hadi hayırlısı” deyip bastı.

Mühürler, 1x3 cm. uzunluğunda pirinç malzemeden yapılmış ayrıca tutma yeri olan bir malzemedir. Mührde, kişinin isminin baş harfi ile soyadı ters kazılıdır. Mühür, ıstampada mürekkepleyip kâğıda basıldığında ters yazılı isim düzgün okunacak şekilde çıkar. Odadakilerden biri dedi:

-Memiş Ağa, mühür basışında epeyce havalı oldu ha! Memiş Ağa, dedi:

-İmza atmasını pek çok insan gibi bende bilmiyorum. Bu devirde, imza yerine parmak basmakta abes oluyor canım! Parmak basmak yerine mühür vurmak daha modern gibi geliyor bana.

İnsan okuma- yazma bilmeyince böyle oluyor. Okur-yazar olmak başkadır. Okuyup yazmak daha başkadır. Kalkınmış toplumlar, okuryazarı çok olanı değil okuyup yazanı çok olan toplumlardır, derler. Okuryazar olmak gibisi var mı? Okuryazar oldun mu, kendi işini kendin görüverirsin.

İnsan, okuryazar olmayınca imza atmasını bile beceremiyor. Allah, Kur’an’da insanların huzurlu yaşaması için cehaleti, gafleti, tembelliği, bozgunculuğu ve kötülüğü yasaklıyor. Allah kendi rahmetini, merhametini ve bereketini müjdeliyor. Azabını haber veriyor. İlk emir olarak da “Oku” emrini veriyor.  Okumak ve yazmak, insanların işidir. İnsanların işi ise güzel güzel geçinmektir.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!