Şiir ve insanı tahlil ettiğimizde karşımıza çıkan manzara şudur: İnsan yaşamının kendisi bir şiirdir. Daha doğrusu, insanın kendisi bir şiirdir. Çünkü insan bütün varlığı ile bir sanattır. Bir sanat eseridir. İçi sırlarla dolu insan sanatını meydana getiren ustalar ustasına sonsuz şükürler olsun.

Her insanın aradığı ve araştırdıkları vardır. Her insanın kendisinde aradığı o sırlar manzumesinden bir nebze ya da nebzeler vardır. Aradığını bulan insana ne mutlu! Ya da neyi aradığını bilen insan kutlu insandır.

Hayat denilen zaman akımı acı, keder, ıstırap, hüzün, sefalet, çile, yokluk, varlık, saadet, sevinç ve mutlulukla birlikte akar gider. Bu akıp giden mefhumlardan bazı insanlar acı, keder, ıstırap yüklenir giderler.  Bazıları yokluk, sefalet ve çile sırtlanıp giderler. Bir kısım insanlar varlık yüklenirken bir kısmı da saadet, sevinç ve mutluluk donanıp giderler. Bu mefhumların her birisi başka başka insanlarda farklı şekillerde dallanıp budaklanır. Kimi zaman meyveye dönüşürken kimi zamanda heder olup giderler.

Her insanın yalan dünyada yaşadığı hâller faklıdır. Yaşam kaynaklı her insanın kendince şiiri ya da şiirleri vardır. Her şiir diğerinden farklı olduğu gibi her insanın yaşamı da diğer insan yaşamlarından farklıdır. Her insanın şiiri vardır ama her insan şair değildir.

Her insanın özünde şiir dizeleri vardır. İnsan, hayatı boyunca bu dizeleri zihninde kurgular durur. Kimisi bu dizeleri dile getirip çağlayandan akan sular gibi seslendirir ve topluma sunar. Kimisi de, dışa vurmadan yeraltından akıp giden sular gibi başkaları tarafından bilinmeden sessizce gönül dünyasında akar gider. Ama her insanın gönül dünyasında deryalar ve çağlayanlar mutlak vardır.

Gönül dünyasında çağlayanı ve deryaları olmayan insan olur mu? Bu sorunun cevabını işin erbapları iyi bilir. Yunusça’nın gönül dünyasındaki dizelerden bir kaçı:

Doğar çocuk okunur ezan / Öleceğin bilir, ezanı duyan

Biter ömür okunur salân /  İltimas yok! Var mı kurtulan?

                                   ***                    ***

            Döner dünya yürür zaman / Gider boşluğun kucağında insan

            Gördüğüm hakikat! Değil yalan / İltimas yok! Var mı kurtulan?

                                   ***                    ***

            Gelir gerçek gider yalan / Dinlemez laf, can alan

Döner devran kurulur mizan / İltimas yok! Var mı kurtulan?

                                   ***                    ***

Olur zaman buyrulur ferman / Gelir hazan gider derman

Biter zaman, boştur çaban / İltimas yok! Var mı kurtulan?

                        ***                    ***

Çıkar can çekilir kan / Olursun üryan koyarlar yan

Etin yutan gelir yılan / İltimas yok! Var mı kurtulan?

                        ***                    ***

Açılır mezar olur mekân / Atar nazar ibret bulan

Sözün Kur’an, işin iman / İltimas yok! Var mı kurtulan

                        ***                    ***

Doğru olan, olmaz talan / Gelir sorgucu eder imtihan

Bil kendin, şaşma doğrudan / İltimas yok! Var mı kurtulan?

            Yunusça der; bir tek gerçek olduğuna göre gerçeğin dışındakilerin hepsi yalan! Ey akıllı insan! Yalan dünyada gerçeği bulmak için durma oyalan!

            Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!