1 Mayıs tüm dünyada işçi ve emekçi günü olarak kutlanıyor.
Türkiye’de de 1920’li yılların başında kutlanmaya başlandı 1 Mayıs.
Ancak 1977 yılındaki o kanlı 1 Mayıs, halen kara bir leke olarak kaldı.
Gerçek failleri de bir türlü bulunamadı.
İşte o tarihten sonra İstanbul Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs kutlanması adeta manevi bir hal aldı.
Gerçi her yıl 37 kişinin hayatını kaybetti Kazancı Yokuşu’na karanfiller bırakılıyor ama maalesef zaman zaman Taksim’de 1 Mayıs kutlaması yapılmasına izin verilmiyor.

***
Bu bugünkü iktidarın işi değil elbet, daha önceki iktidarlar tarafından da izin verilmemişti.
Her 1 Mayıs yaklaştığında bir Taksim Meydanı tartışması yapılıyor, sonunda bir taraf kazanıyor.
Burada taraflardan biri kutlama yapmak isteyenler, diğer tarafta kutlama yaptırmak istemeyenler yer alıyor.
Genellikle de iktidar kanadının istediği oluyor.

***
Hakkın, emeğin siyasi yönü olabilir mi?
Olmaz elbette, hak alabilmenin en önemli yollarından biri örgütlü olabilmektir.
Ülkemizde gerek işçi, gerekse memur kesiminde örgütlü olunduğu söylenemez.
Siyasi görüşlere göre, sendika, dernekler var.
Siyasi partilere göre de sendikalar, dernekler var.
Bu ülkede adam seçim kaybetti diye yeni bir sendika kurulduğu da görüldü.
Oysa bütün işçiler, bütün memurlar siyasi görüş farkı gözetmeden aynı sendika altında toplansalar, çok daha güçlü olurlar.
Memur sendikaları da öyle.
Her görüşe bir sendika.
O zaman da böyle istediklerini alamıyorlar, istedikleri yerde kutlama yapamıyorlar.