Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun Başkanlar konseyi içen bu kez Osmaniye’deydik.

Daha önce Adana’ya bağlı bir ilçe olan Osmaniye şimdilerde ülkenin 80. İli.

Başlıktaki tanımlama nereden geliyor diye sorarsanız, kuruyemişçilerde satılan, eğlencelik olarak satın aldığımız, çerez deyince aklımıza gelen “fındık-fıstık”ın fıstık olan kısmının çoğunlukla yetiştirildiği il Osmani’ye.

Bu nedenle de başlıkta kullandığım gibi Osmaniye için “Fıstık gibi şehir” diyorlar.

Türkiye’de fıstık üretiminin neredeyse yarısı bu ilden karşılanıyor ve üretilen fıstığın yüzde 90’ı da yine bu ilde kurulmuş tesislerde işleniyor.

Yani fıstık Osmaniye ile özdeşleşmiş.

 

***

Osmaniye’de düzenlenen Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun 56. Başkanlar Konseyi toplantısında yine sektörün sorunları gündeme geldi.

Türkiye’nin dört bir yanından gelen gazeteci cemiyetlerinin başkan ve yöneticileri sorunları gündeme taşıdı.

Federasyon yöneticileri de hem dinledi, not aldı hem de yapılan çalışmalar hakkında bilgi sundular.

Bu konulardaki detayları haber sayfalarımızda bulacaksınız.

 

***

Osmaniye’nin benim için ayrı bir önemi vardı.

Her Türk genci gibi ben de 41 yıl önce askerlik görevimi o zaman Adana’nın ilçesi olan Osmaniye’de yaptım.

Daha sonra da oralara gitmek nasip olmadı.

Bu nedenle 56. Başkanlar Konseyi toplantısı benim için ayrı bir öneme sahipti.

Osmaniye’ye giderken, acaba askerlik yaptığım yerleri yeniden görebilirmiyimin heyecanı vardı.

Elbette dışarıdan görürdüm, ama önemli olan içerisiydi.

 

***

Başta Osmaniye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İsrafil Avcı’nın desteği daha sonra da emekli bir astsubay olan, gazi Halil Yamacı ağabeyimin rehberliğinde 41 bir yıl önce asker olarak bulunduğum garnizonun içersine girdik.

Bizi büyük bir sevecenlikle karşılayan Albay Serdar Gül’e de buradan teşekkür etmek istiyorum.

 

***

Bu gerçekten bir başka heyecan.

İnsan hayatının en önemli anılarındandır, asker anıları, asker arkadaşları.

Nizamiye’den içeri girerken bu heyecan içersindeydim.

Benim askerlik yaptığım İstihkam Taburu tarafından bazı değişiklikler olmuş ama binalar aynen duruyordu.

Yazıcılık yaptığım oda, yattığımız koğuşları gördüm. 41 yıl önce fotoğraf çektirdiğim bazı mekanlarda aynı fotoğrafları bugünkü halimle de çektirdim.

Gerçekten ayrı bir duygu ve heyecan.

Belki terhis olurken bir daha gelir miyim diye hiç düşünmediğim yerleri tekrar görebilmek için müthiş bir heyecan duymuştum.

Bu heyecanı yaşadım, gerçekten güzeldi.