Son Avarlı kitabının yazarı Feridun DİNGEÇ, 1962 yılında Eskişehir’de dünyaya gelmiş. Yazar,

Tarih Romancısı olmanın hayalini gençlik yıllarında kurmaya başlamış. Yazarın bu hayali yaklaşık otuz beş yıl kadar sürmüş. 2012 yılında Son Avarlı adlı bu roman kitabını Türk Roman yayın hayatına kazandırmayı başarmış ve hayalini gerçekleştirmiş.

Yazarın Son Avarlı adlı bu kitabında, Avar Türkleri’nin tarihi destanlarını dile getirmeye çalıştığı görülüyor. Avar Türkleri’nin Asya ve Avrupa kıtalarındaki yaşantılarında, yaşadıkları kahramanlıkları ele alıyor. Ağırlıklı olarak da Avrupa’da, Bizanslarla olan tarihi mücadeleye değiniyor.

            Ferudun Dingeç kitabında, Avar Türkleri’nin Orta Avrupa ile Balkanlardaki Bizans İmparatorluğuyla yaptıkları coğrafi, askeri, siyasi ve iktisadi çatışmaları anlatıyor. Avar Türkleri de, Bay-an kağan önderliğinde sistemli olarak askeri ve siyasi yapı kurmuş. Sistemli yapıların etkisiyle dönemin büyük gücü olan Bizans’a verdirilen ağır zayiatlar üzerinde duruyor. O dönem Bizans İmparatorluğu, dünyanın büyük güçlerinden birisidir. Avarların, Hun İmparatorluğunun parçalanması sonucu M.S. 6.yy’da Karadeniz’in kuzeyi üzerinden doğudan batıya olan göç akımının gelişimini işliyor.   

Yazar, Avarların bugünkü Macaristan toprakları ile Tuna havzasına yerleşmişlerini ve özellikle Karpat ovalarını ele geçirerek bölgenin hâkimi olma durumlarını incelemiş. Bölgenin ticaret yollarını kontrol altına almakla pek çok üstünlüklerini dile getirirken “…Ölümle hayat arasında gidip gelirken, düşünceleri bulanıyordu. Bulutlar aydan örtülerini kaldırırken, tepeye ulaşmıştı şahit olunabilecek en son görüntü burada gördükleri olmalıydı. Burada bir at katliamı yaşanmıştı. Yan yana, üst üste belki yüzlerce, belki binlerce at ölüsü sessizce leşçilerini bekliyordu. Umutları söndü. Acıyla inledi… Roma ordusu imha ediliyordu. Geçit! Kırık bacağını sürükleyenler, annesinin adını söyleyerek ağlayanlar, göbeğinden sarkan bağırsaklarını elleriyle toplayanlar, yaralı vaziyette çaresiz oturanlar, can çekişenler, delirenler, kutsallarından yardım isteyenler ve kan birikintileriyle dolmuştu.

Avar savaşçılarıysa coştukça, coşuyordu… Kara akbabalar sayıları artarak gökyüzünde daireler çizerken, Çavuş Batay akbabaların insan etini yemeye gözlerinden başladığını, yanaklarıyla devam ettiğini, en son da bedeni yediklerini düşünüyor. Çavuş Dengiz bir şey söylemek ister gibi sıkıntıyla kıvranıyordu.” savaş meydanlarındaki bazı manzaraları tasvire çalışmış.

Feridun Dingeç, Avarların bölge üzerindeki etkinliklerinin takribi iki yüz yıl sürdüğünü ve sonrasında yavaş yavaş Avar devletinin zayıfladığını belirtiyor.

Romanları basite almak tarihi hafife almak olur. Tarih acılar, kıtlıklar, savaşlar sefaletler, karamsarlıklar, ümitler ve sevinçlerle oluşur. Romanlar, milletin tarihidir. Tarih, gelecek nesillerin istikbali için kanla yazılmıştır. Her insan kanı mukaddestir ama şehitlerin ve gazilerin kanı, kanların en mukaddesidir.

Bir yazarın görevi zihinleri bulandırmak değildir. Yazarın görevi sorunları çözmeye, toplumsal barış ve uzlaşıyı sağlamaya yöneliktir. Geçmiş ile gelecek arasındaki bağıntıyı kurmaktır. Sosyokültürel oluşumları gelecek kuşaklara aktarmaktır. Yazarın ideali vatanın bölünmez bütünlüğüne, devletinin bekasına, milletinin selametine, milli ve manevi değerlerin yaşaması ve yaşatılmasına sanatının icrasıyla hizmet etmektir. İnsanları gafletten uyandırıp ferasete davet etmektir. İnsanları kötülükten çekip güzelliklerle buluşturmaktır. Yazar, milletinin çektiği acı, hüzün ve sevinçlerini başkalarıyla paylaşan insandır.

Son Avarlı kitabını bana, 17 Şubat 2018 günü kişiliğine çok değer verdiğim arkadaşım Semih Özcan armağan etti. Eskişehir’in önemli siyaset, ticaret ve eşrafından Semih Özcan’a sağlıklı yaşam diliyorum. Yazar Feridun Dingeç’in, Türk yayın hayatına yeni eserler kazandırmasını diliyorum.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!