Değerli okurlarım! Okurlarımı seviyorum. Siz okurlarımla, çok şeyler paylaşıyorum. Sizlerle, her vatanperver gibi Anadolu kültürünün realist gelişim ve zenginliğini paylaşıyorum. Paylaşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Sevinçleri, acıları ve kederleri paylaşıyorum. Sizlerle, insan olmanın onur ve vakarını tadıyorum. Sizlerle, vatan sevgisinin önemini paylaşıyorum. Devletin bekasında, barış içerisinde hepimizin mutlu ve huzurlu olmasındaki rolü düşünüyorum. Vatan topraklarımızdaki barış ve adaleti önemsiyorum. İnsanın olduğu yerde sevinç de olur. Acı da olur. Keder de olur. Önemli olan sevinçleri, acıları ve hüzünleri paylaşabilmektir. Sevinçleri artırıp acı ve kederleri azaltabilmektir.

Keşke, tüm insanlık barış hâklinde olabilse!  Hukukun hüküm sürmediği hiçbir yerde adalet olmaz. Adaletin olmadığı yerde hoşgörü olmaz. Hoşgörünün olmadığı yerde barış ve huzur olmaz. Barış ve huzurun olmadığı yerde kardeşlik ve dostluk olmaz. Kardeşlik ve dostluğun olmadığı yerde paylaşım yoktur. Paylaşımın olmadığı yerde dayanışma yoktur. Dayanışmanın olmadığı yerde de sosyal yaşam sağlıklı olmaz. Köy kültürünün temelinde paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma vardır.

Vatanımın güzel insanlarını seviyorum. Devletimi ve milletimi seviyorum. Güzel yurdumun, her karış toprağını canım kadar aziz biliyorum. Şehrimi ve tüm hemşerilerimi seviyorum. Doğup büyüdüğüm yöremi ve köyümü seviyorum. Hemşerilerimi, yöremin insanını ve köylülerimi seviyorum. Dostlarımı ve arkadaşlarımı seviyorum. Onların hep barış ve huzur ortamında yaşamalarını diliyorum.

Yaşadığım şehrimin, ilçemin, köyümün ve yöremin ben de olan hatıralarını çok önemsiyorum. Buralarda yaşadığım hatıra ve anıların her birinin benim yanımda dostluk, kültürel, iktisadi, sosyolojik, coğrafi ve dinsel değerleri vardır. Bu değerlerin her birinde Anadolu kültürünün zenginlikleri vardır. Anadolu kültürünün temelinde sevgi, saygı, hak, hukuk, adalet, hoşgörü, uzlaşı, barış, dayanışma, yardımlaşma ve kaynaşma vardır. Anadolu kültürünün özünde mazlumu, mağduru, yoksulu, engelliyi, hastayı, ihtiyarı, garibi, gaziyi, yetimi, öksüzü ve düşkünü koruyup kollama vardır. Daha doğrusu insana değer vermek vardır.  Bu cümleleri toplumların barış, huzur ve güven içerisindeki yaşamalarında hoşgörünün, uzlaşının, dostluğun, hak, hakkaniyet ve adaletin öneminden dolayı dile getirdim.

Amacım demagoji yapmak değildir. Polemik yapmak hiç değildir. Hiç kimsenin zülfüyârına dokunmayı aklımın ucundan dahi geçirmem. Amacım ne yermektir, ne de övmek. Köy kültürü içerisinde anlatılan bazı olayları geçmişten günümüze ve günümüzden geleceğe realist bir şekilde aktarmaktır. Köy kültürüne dayalı o zamanın bazı acı ya da tatlı gerçeklerini bir hikâye şeklinde dile getirmektir. Bu hikâyede ata yadigârı olan anıları, gelecek nesillerin hafızalarına taşımak için yazıyorum. Önceki yazımızın devamında, Yunuslar köyü ile Ümmetler köyü arasındaki dostluk ve barış içerikli ilişkilerin seyri şöyle cereyan eder. Köydeki kavgaya gidenlerden yedi sekiz kişi köpeklerini de beraberlerinde götürürler. Bakkala alış veriş için giden Ümmetli Kezban Nine, karşıdan ahalinin akın akın ormana doğru gittiğini görür. Bu gidişata, kendince bir anlam veremez. 70’lik Kezban Nine, ormana doğru giden kalabalığa, bastonuna dayanıp belini doğrultarak gözlüğüyle dikkatle bakar. Fakat gidenlerin kim olduğunu seçemeyince fe suphanallah deyip önlük vazifesi gören öneceğinin bir ucuyla gözlüğünün camlarını siler. Gözlüğünü tekrar takar. Yine bakar. Gidişattan pek bir şey anlayamaz. Evinin az ilerisindeki bakkal Veli’ye varınca: -Oğlum Veli, ne oluyor bu insanlara? Niçin kükremiş aslanlar gibi gidiyorlar? Deyince, bakkal Veli, Kezban Nineye dedi: -Kezban Nine, bizim ormana kaçakçılar gelmiş. Köy tellalı, duyuru yaptı. Sen, duymadın mı? Kezban Nine:

-Oğlum Veli, tellalın sesini duydum ama dediklerinden hiçbir şey anlamadım. Güzelce, bağıra bağıra tek tek anlat da, ben de duyduklarımı doğru anlayayım. Doğru anlamazsam, sonra yanlış bir şey söylerim veya ters bir iş yaparım. Hadi evladım Veli, anlat! Sakin, sakin anlat! Devam edecek!

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!