Kabukçuoğlu, “Ülkemiz son 30-40 yıllık periyotta çocuk sağlığı konusunda

aldığı önlemler, hamilelik döneminde başlayan tıbbi takipler ve aşı uygulamalarıyla, ölümcül ya da sakatlık sonuçlarını doğuran çocuk hastalıklarını yok etmişti. Ülkemizde çocuk felci, verem, kızamık gibi hastalıklar artık hiç anılmıyordu. Ancak son dönemlerde, özellikle aşılamadaki eksiklikler ile göçmen çocuklarından kaynaklandığı ileri sürülen, önlenebilir enfeksiyon hastalıklarında artış gözlendiği, bu artışın çocuklarımızın sağlığını tehdit eder hale geldiği gündemi meşgul etmeye başladı. Türkiye’nin tüm şehirlerinde kontrolsüz ve denetimsiz bir şekilde iskana tutulan 2 milyon göçmen çocuğunun aşı konusundaki akıbeti ise bilinmemektedir” dedi.

Kabukçuoğlu, Sağlık Bakanlığının cevaplandırması için şu soruları sordu.

Toplum neden pozitif tıptan uzaklaşıyor.?

Hacamat, sülük gibi yöntemlere verilen ruhsatlarla bu Orta Çağ yöntemlerine

özendirilen toplumun pozitif tıptan uzaklaşması arasında bir bağ var mıdır?

Çocuklarını aşılatmayan ailelerin direncinin kırılması ve tüm çocukların

aşılanmasının sağlanması için herhangi bir çaba ve proje var mıdır?

sormuştur.