Proje kapsamında geçmiş medeniyetten ayakta kalan eserler incelenerek, hatıralar- olaylar yerinde yeniden yaşatıldı.

Konuyla ilgili verilen bilgiye göre, Sofya "Banyabaşı " olarak tabir edilen Kadı Seyfullah Efendi Cami (1567) ibadete açıktı ancak külliyenin diğer kısımları tahrip edilmişti. Yine  yapım tarihini 1467 olarak öğrenebildiğimiz  tarihi caminin bir bölümü arkeoloji müzesi olarak kullanılmakta ama önünde Osmanlı'dan kalma çınarın bulunduğu kısım maalesef  minaresi yıktırılarak Kafe ye çevrilmiş durumdadır. Belgrad’da Stratejik önemi olan Tuna ve Sava nehirlerinin birleştiği nokta gözlemlendi. Belgrad Kalesi'ne "Zindan Kapı " girişinden girilerek ayakta kalan burç gözlendi. TİKA tarafından onarılan Şehid  Damat Ali Paşa (1736) Türbesi ve Sokullu Çeşmesi  görüldü. Yerinde Belgrad kalesinin Fethi sunumu yapıldı. Kalenin  dışında bulunan Hamam ise metruk durumda olduğu gözlendiği. Belgrad içinde bulunan ve minareleri yıktırılan bir dönemde Kiliseye çevrilen ve Kosova savaşında da yakılan Bayraklı camii ibadete açık Belgrad'daki tek camiydi. Yine camiye yakın bir yerde bulunan Şeyh Mustafa Türbesi de TİKA tarafından onarıldı.

Budapeşte ; Eskiden Budin eyaletinin merkezi olan Budin kalesi surlarından bir kaç parça kalmış. Burada Mohaç seferi sunumu yapıldı. Budin eyaletimizin son valisi Abdurrahmam Abdi Paşa savunmada son nefesini verdiği nokta (1686) Macarlar tarafından saygı şehitliğindeki kabrinde saygı duruşunda bulunuldu. Estergon kalesi ; Tarihimizde Hakkı'nda destanlar ve türküler söylenen  ve Osmanlı-Avusturya savaşlarına sahne olan Estergon kalesi  Tuna’nın kıyısında kalan surlar incelendi. Minaresi yıkık dış kaledeki cami gözlendi.İç kale camiinin yerine de Katedral yapılmıştı.