Aşı yaptırmayı reddeden aile sayısının 2011’de 183 iken 2017 ise 23 bine yükseldiğine dikkat çeken Güçlüer, toplumda aşı karşıtlığının giderek arttığını söyledi. Sağlık Bakanlığı’nın bu hususta suskun kaldığını ifade eden Güçlüer,‘‘ Aşı ve bağışıklama hizmetleri, artık Bakanlığın faaliyet raporlarında dahi yer almayan tali bir konu haline geldi. Aşının büyük oranda uygulandığı kurumlar olan aile sağlığı merkezlerindeki sağlık çalışanları, aileler ile karşı karşıya kalmakta, Bakanlığın iradesinin eksikliğini her gün yaşamaktadırlar. Sağlık çalışanları, aşılar konusundaki bilgilerini tazeleyebilecek kurumsal destekten yoksun bir biçimde aşılama hizmetlerini yürütmeye gayret etmektedirler. Dava konusu olan pek çok olayda aşılama konunda yasal düzenleme yapılması gerektiği mahkemelerce hükmedildiği halde, Bakanlığın ısrarla gerekli düzenlemeyi yapmaması dikkat çekicidir. Sağlık Bakanlığı’nı aşılama konusunda sorumluluk almaya ve göreve davet ediyoruz. Sağlık Bakanlığı, medya ve her türlü iletişim aracını kullanarak aşı savunuculuğu yapmalı; halkın şüphelerine karşı bilimsel ve gerçekçi yanıtlar vermeli, halkı bilgilendirmelidir. Aşıya karşı çıkanların iddialarından biri, aşıların içinde bulunan maddeler nedeniyle güvenilir olmadığıdır. Oysa aşıların geliştirilme süreci, diğer ürünlere göre çok daha titiz bir çalışma ile yürütülmektedir. Bir kez daha altını çizmek istiyoruz ki, aşılar gönül rahatlığıyla kullanılabilecek güvenilir ürünlerdir’’ diye konuştu.