Eskişehir’in İstiklal Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar tarafından kendisine ‘Bakalların Kralı’ denilen Faruk Çatalkaya, dört yıldır ihtiyaç sahibi olan yüzlerce vatandaşlara ‘Askıda erzak’ kampanyasıyla destek olmaya devam ediyor. Faruk Çatalkaya, başlattığı kampanya ile beraber ihtiyaç sahibi vatandaşların umudu olurken, mahalle halkı ve esnafından da yoğun destek görüyor. Yardım kampanyasını oluştururken birçok insandan fikir aldığını söyleyen Faruk Çatalkaya, ihtiyaç sahibi insanları rencide etmeden onlara yardım ettikleri için mutlu olduklarını dile getirdi. Türkçe bilmeyen mülteci insanları da unutmadıklarını belirten Çatalkaya, ‘Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’ sözünü hatırlatarak mülteciler için Arapça tabela astıklarını söyledi. 
“Çocuklar ağlamazsa herkes mutlu olur” 
Askıdaki erzak poşetini alanların yüzü güldükçe kendilerinin de mutlu olduğunu belirten Faruk Çatalkaya, çocuklar sevinsin diye çikolata, bisküvi ve şekerleme gibi yiyecekleri de erzak poşetine koyduklarını ifade etti. Çatalkaya, “Yardım ettiğimiz insanların yüzleri güldükçe biz de mutlu oluyoruz. Çocuklar için onların sevebileceği yiyecekleri koyuyoruz. Askıdan poşeti almaktan utanan vatandaşları bizzat dükkanın içine çağırıyorum. Rencide olmasınlar diye eline poşeti veriyorum, ‘Doldur kardeşim buradan ne istiyorsan’ diyorum. Bu şekilde doldurup gidiyorlar. Türkçe bilmeyen mülteci kardeşlerimizin anlamaları için de Arapça yazı yazdık. Arapça yazıda ‘Lütfen bir poşet alınız, ihtiyaç sahipleri için’ ve ‘Herkese yetsin’ yazıyor. İnsanları hayra davet ediyorum. İnsanların karnı doyarsa mutlu olurlar. Çocuklar ağlamazsa herkes mutlu olur” şeklinde konuştu. 
“Evimde yiyebildiğim ürünlerin aynısını vermeye çalışıyorum” 
Mahalle esnafı ve halkından da destek gördüklerini vurgulayan Çatalkaya, “Biz burada eski mahalle kültürünü yaşatmaya çalışıyoruz. Kampanyayı başlattığımız günden bu yana birçok insandan destek gördük. Kimisi var, ‘Benim adıma her gün 5 ekmek as buraya’ diyor ya da ‘Ben sana 10 lira para vereyim, buraya zeytin ve peynir koy’ diyor. Peynir ve türevi ürünler bozulacağı için peyniri koymuyoruz. Zeytini oraya astıktan sonra peyniri, ihtiyaç sahibi alırken dolaptan çıkarıp veriyoruz. Bakkalımda yardımcı olan vatandaşların verdiklerini not ettiğim bir defterim var. Oraya erzak listesini yazıyorum ve her gün ona göre poşet asıyorum. Kendi evimde yiyebildiğim ürünlerin aynısını vermeye çalışıyorum” ifadelerini kullandı. 
“Bir nebze olsun faydamız olsun istiyorum” 
İnsanların giydiği kıyafetlere göre değerlendirilmemesi gerektiğini söyleyen Faruk Çatalkaya, konu ile ilgili şunları kaydetti: 
“Biz insanların yürüyüşüne, giyinmesine ve konuşmasına bakıp değerlendirdiğimiz zaman ön yargılı davranmış oluyoruz. Giyimi çok güzel olan birisi için ‘Bu zengindir’ ya da ‘İhtiyaç sahibi değil’ diyoruz. Ancak konu öyle değil. Her şeyi alamıyorlar. Almış gibi görüyoruz ama alamıyorlar. Çocuklarını susturmak için çikolata, bisküvi alamıyorlar yani öyle insanlar tanıyorum ben. Onlara bir nebze olsun faydamız olsun istiyorum. İnsanları dış görünüşlerine göre değerlendirmesinler. O insanı tanıyacaklarsa gidip yüz yüze konuşsunlar. “