İran’da 2009 yıllında Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası yaşanan olaylar sonucunda birçok kişi hayatını kaybetmişti. O yıllarda yaşanan olayların durulmasının ardından, 2017 yılının son aylarında, başta Meşhed kenti olmak üzere ekonomik nedenler yüzünden İran’ın birçok şehrinde tekrar protestolar gerçekleştirilmeye başlandı. Protestoların 2009 yılında yaşanan olayalar gibi olup olmayacağı uluslararası alanda yoğun olarak tartışılırken bölgedeki hareketlilik ise hala devam ediyor.

 

“SÜRECİ GEÇİŞTİRMEK İSTEDİ”

 

İran’da yaşanan olayların aslında ekonomik sebepler yüzünden değil, İran'daki rejim çekişmesinin bir sebebi olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Mustafa Yetim, “Biliyorsunuz Arap ayaklanmaları sürecinde İran, Yemen, Suriye, Lübnan ve hatta Bahreyn gibi olaylarda çok aktif bir rol oynadı ve bu Suriye’ye Yemen, Suriye hatta Hizbullah üzerinden bir askeri desteğin yanı sıra bir ekonomik destek de bunları ayırdı. Bu süreç sonucunda her ne kadar İran ile uluslararası toplum arasında, yani Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi 5 üyesi ve Almanya arasında uzun yıllar yapılan görüşmeler sonucunda bir nükleer anlaşma imzalandı ve İran’da ambargo yasaklarının hafifletilmesi bu görüşmelerden çıkan sonuçlardan bir tanesiydi. Fakat bu dahi İran’ın Arap ayaklanmaları sürecinde özellikle Suriye’de, Irak’da keza harcadığı o maddi finansal desteğin tükettiği finansla kaynakların toplumda giderilmesine engel olamadı. Yani yaptırımların kaldırılması bile bunu hafifletmeye yetmedi. Tabii ki bu gibi özellikle ekonomik sorunlar temelinde bunun geliştiğini görüyoruz. Aslında ekonomik sebeplerle yani işsizlik, enflasyon gibi sebeplerle ortaya çıktığı şeklinde bir algı var ise de, bunun bir İran rejiminde çekişmenin de sonucu olduğu söyleyebiliriz. Ruhaniyi köşeye sıkıştırma, bu olayları durduramama, yönetememe gibi noktaların daha su üstüne çıkması, şahin kanadını Ahmedi Nejat ve ondan sonraki diğer şahin kanadı oluşturan figürlerin bu şekilde bir gösteri düzenlenmesine liderlik ettiğini söyleyebiliriz. Çünkü 2009’daki Yeşil hareketi Hüseyin Musavi ve diğer figürler olduğu gibi burada liderlikte yok. Yani 2009’daki Yeşil hareketle arasında çok büyük farkların olduğunu belirtmeliyiz. Ruhani’nin aklıselim ve gösteri haktır, eleştiri haktır şeklinde bir şey ile süreci geçiştirmek istediğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla yarın öbür gün bu gösteriler daha yoğu n bir duruma dönüşmesi halinde İran devrim muhafızlarının da sürece dahil olabileceğini ve buna karşı daha sert önlemler alabileceğini söyleyebiliriz. Sosyal bir devrim mi, yoksa politik bir devrim mi yani sadece rejim içinde kalacak bir devrim olup olmayacağı veya komple Şah dönemindeki İran’dan İslamcı rejime geçiş gibi sosyal, köklü bir devrim olup olmayacağı konusunda şuanda bir şey söylemek çok mümkün olmasa da, bunun sadece rejim içerinde ufak tefek değişiklikler ile sınırlı kalacağı konusunda erken bir yorum yapabiliriz. Tabi ki bu bir tahmin. Yanılabiliriz” şeklinde konuştu.