Salgın döneminde cezaevlerinde yaşananlar hakkında bilgi alan Çakırözer “Zaten haksız hukuksuz cezaevinde yatırılan gazetecilere yönelik tecrit salgın döneminde daha da ağırlaşmış durumda. 4 aydır aileleri ile açık kapalı görüş yapamıyorlar. Tek bir ses dahi duymuyorlar. Artık bu hukuksuz tutukluluk bitmeli, gazeteciler özgür kalmalı” dedi. Gazeteciler Silivri’de görüştükleri Çakırözer’e salgın döneminde cezaevi koşulları ve tutukluluk durumlarına ilişkin şunları anlattı:

TERKOĞLU: “TECRİTTEN SONRA SAVUNMAYA DA KISITLAMA” 

Tutuklu gazetecilerden Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu, Odatv’nin şehit MİT mensuplarının cenaze töreni haberine ilişkin yayında hiçbir suç unsuru olmadığını belirterek, şunları söyledi: “Tutuklandığımız günden bu yana 4 aydır tecrit altındayız. Eşimi üç ay sonra bugün ilk kez gördüm. Burada salgın nedeniyle tüm cezaevlerinde uygulanan bir tecrit var. Ama bir de bu davaya, bizlere özel bir tecrit var. Geldiğimizden beri her birimizi 4 aydır tek başımıza tutuyorlar. Salgın nedeniyle avukat görüşleri açık yapılamıyor. Bu süreçte bizim avukatlara, avukatların bize verdikleri evraklar denetime tabi oluyor. Oysa avukat görüşlerinde içerik denetimi olamaz. Bazen verdiğimiz evrakı infaz koruma görevlisi geri getiriyor. Buna ne gerek var deniyor. Tartışıyoruz sonra yine gönderiyoruz Yani savunma hakkımız kısıtlanıyor. Buna baroların itiraz etmesi gerekir”

“ÜLKE İÇİN GAZETECİLER DE GEREKLİ”

4 ay sonra ilk kez 24 Haziran’da hakim karşısına çıkacaklarını anımsatan Terkoğlu,“ Bu ülke için MİT gibi, Emniyet gibi kuruluşlar ne kadar gerekli ise gazetecilik ve gazeteciler de o kadar gerekli. FETÖ döneminde polis ve savcılar olmayan suçu üretirlerdi. Ahmet’in kitabı için oraya buraya eklemeler yaparlardı bilgisayarlarda. Burada ise suçlu olmasını istedikleri kişiler için, normal sıradan bir haberine suç tanımı yapıyorlar. Delile gerek bile duymuyorlar. Benim içim rahat. Biz gazetecilik yaptık. Onlar çeşitle bahanelerle bizi içeride tutmaya çalışıyor” dedi.

PEHLİVAN: “CENAZEYİ DUYURAN MUHTAR TANIK, YAZANLAR SANIK!”

Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan da yargılamaya konu cenaze haberini MİT Kanununa aykırılık teşkil etmemesi için büyük özenle yaptıklarının altını çizerek şunları söyledi: “ Şaşırma duyusunu yitirmemeye, alışmamaya çalışıyorum. Biz bu iddianameler gibisini çok gördük. Ama ‘bunlar böyle’ diye bu hukuksuzluğu kabullenemeyiz.  Bir fotoğraf yüzünden 4 aydır tutukluyuz. Fotoğrafta siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar demişiz. Hayır, ‘siz MİT mensuplarını fotoğrafladınız’ deniyor. Orada MİT mensupları olduğunu bilsek koymazdık. Biz zaten özen gösterdik. Cenaze haberini sosyal medyadan duyuran muhtar davada tanık. Ama onun duyurularıyla ifşa olmuş, haber olmuş bir konunun haberini yapan bizler sanık! Ortada aslında suç yok. Yargılanan gazetecilik! O gün iki şehidimiz vardı. Biri Manisa’da diğeri Aydın’da. Bizim Manisa’da muhabirimiz olduğu için haberi yaptık. Aydın’da muhabirimiz olmadığı için yapamadık. İlle de MİT’çi ifşa etmek isteseydik Aydın’a da birini göndermez miydik? Haberi özenle yazdık. Soyadı yok, köyü yok. Buna rağmen bizi aylardır zindanda tutuyorlar.”

ÇAKIRÖZER: 24 HAZİRAN’DA ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ

Çakırözer de 24 Haziran’da ilk kez hakim karşısına çıkacak olan gazeteciler için özgürlük çağrısında bulunarak, “Bu gazetecilerin bildikleri işi yapmış, haber yapmış. Ortada hiçbir suç unsuru yok. Derhal serbest bırakılmaları gerekir. Cezaevinde gördükleri tecdrit de ayrı bir cezalandırma. 24 Haziran’da serbest kalmalıdır. Artık haberden terör, gazeteciden terörist yaratılmasından vazgeçilmelidir” dedi.

MASKE VE ELDİVEN ŞART

Çakırözer, salgın döneminde ziyaret ettiği Silivri Cezaevinde alınan önlemleri de şöyle aktardı:‘‘ Karayolundan Cezaevi’ne saptığınızda iki kez jandarma araması var. Cezaevi kampüsünün girişinde yine jandarma beyaz önlükler ve maskelerle görev yapıyor. İçeride cezaevinin girişinde kayıt noktasında tüm girenlere maske ve eldiven veriliyor. Tüm aile, avukat, ya da milletvekillerinin maske ve eldiven takması zorunlu. Görüşmeler ailelerle cam arkasından telefonla yapılıyor. Avukatlarla ise arada plastik bir örtünün olduğu kabinde telefonsuz yüz yüze yapılıyor. her görüşme sonrası görüşme kabini ve telefonlar dezenfekte ediliyor. Aile görüşleri başladı. Ama sadece bir kişiye izin veriliyor. Ve kapalı görüş yapılıyor. Telefon görüşmeleri ise 10 dakikadan 20 dakikaya çıkarıldı. İnfaz koruma memurlarıyla tutuklu ve hükümlülerin tek teması yemek dağıtımında oluyor.  Cezaevi içindeki infaz koruma görevlileri 15 gün aralıksız cezaevinde kalıyor. Evlerine gitmiyor. Daha sonra 15 gün evlerinde ve 15 gün de karantinada kalıyor. Hastaneye sevkler acil durumlar dışında durmuş durumda. Gazeteler bir gün bekletilerek veriliyor.’’