İnsanın son yüzyıllarda evren ile uyumunun bozulduğunu belirten Prof. Dr. Medine Sivri, insanlığın büyük bir idrak sınavından geçtiğini vurgulayarak şu açıklamada bulundu:  “Canlı olup olmadığı bile tartışılan bir virüs herkese ve her şeye ahkâm kesen egosunu şişirmiş insanlığı yerle bir etmiştir.  Böyle belalar aslında kendimizi sorgulamamız için çok büyük bir fırsattır. Şimdi oturup içe dönme, kendine yoğunlaşma ve düşünme zamanıdır. Biz bu dünyayı nasıl hor kullandık ve ne hale geldik de bunları yaşıyoruz diye. Koşuşturmalı yaşamlarımızda hız denilen terörün pençesinde öyle çaresiz durumdaydık ki küçücük bir virüs dur diyerek bizi kendimize getirmiştir. Doğanın gücü karşısında ne kadar savunmasız ve çaresiz olduğumuzu da idrak etmemizi sağlamıştır. Önceliklerimizin neler olması gerektiğini ortaya koymuştur. Yaşamdaki tüm kazanımların matematiksel olarak 1’e, diğer kazanımların onun yanına getirilen 0’lar olduğunu, 1’in üzeri çizildiğinde diğer 0’ların hiçbir öneminin olmadığını da göstermiştir. Aslında koca bir hiç için birbirimizi, sağlığımızı ve doğayı nasıl çarçur ettiğimizi kanıtlamıştır.”

‘SANATA VE EDEBİYATA GEREKSİNİM ARTTI’

Sanat ve edebiyatın insanın kendini inşa etmedeki hayati rolünün önemini vurgulayan Prof. Dr. Medine Sivri, zor günlerin de yine sanat ve edebiyat ile aşılabileceğini belirterek şu değerlendirmede bulundu: “Kıssadan hisse çıkarmamızı, düşünmemizi, yeni şeyler icat etmemizi, eleştirmemizi, kendimizi ve doğayı, varlığı tanımamızı, arınmamızı, tek bir hayatta yaşayamayacağımız kadar çok deneyimi yaşamamızı mümkün kılan edebi eserler vazgeçilmezimizdirler. İnsanlık bazı dönemlerde karşılaştığı felaketleri bir fırsata dönüştürebilir ve kendi kendisini sorgulayabilir. Buna idrak etmek ve yüzleşmek dönemleri de diyebiliriz. Zira ataların da dediği gibi ‘Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir’. İnsanı insan yapan, geliştiren, mükemmelleştiren çektiği acılar ve zorluklardır. Bu tür büyük engellerle karşılaşmak bizim onu aşmamız ve olgun, bilge bir insan olmamız için önemli bir fırsattır.”

TÜRK EDEBİYATI’NDAN SEÇMELER

Prof. Dr. Medine Sivri, Türk edebiyatından ilk anda aklına gelen yazarları şöyle sıraladı: “Namık Kemal, Halit Ziya Uşaklıgil, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Reşat Nuri Güntekin, Halide Edip Adıvar, Ömer Seyfettin, Rıfat Ilgaz, Tarık Buğra, Sabahattin Ali, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Sait Faik Abasıyanık, Tahsin Yücel, Gülten Dayıoğlu, Kemalettin Tuğcu, Muzaffer İzgü, Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Hasan Ali Toptaş, Nedim Gürsel, Murathan Mungan, Ahmet Ümit, Füruzan, Suat Derviş, Ayşe Kulin, Leyla Erbil, Adalet Ağaoğlu, Tezer Özlü, Sevgi Soysal, Pınar Kür, Buket Uzuner, Latife Tekin, Duygu Asena, Elif Şafak, Ece Temelkuran, Gülten Akın, Oya Baydar, İpek Ongun, Alev Alatlı, Perihan Mağden, Mina Urgan, Erendüz Atasü, Peride Celal, Nazan Bekiroğlu ve daha nice niceleri. Her birinin kendi alanında çok güzel eserleri var hayatımızı tatlandıracak.”