Tabip Odası yaptığı açıklamada, “Aslında olması beklenen, olacağı bilinen bir doğa olayını “felaket” diye nitelendirmek ne kadar doğru. Çünkü felaket cana, mala, çevreye verdiği zararla tanımlanan bir durumdur. Oysa tedbirler, çok iyi bilinen tedbirler alınsa bu bir felakete dönüşmeden sadece basit bir doğa olayı olarak kalacaktı. Yaşanmış tecrübelerin bize öğrettiklerini yaşamımızda uygulayabilsek, bilim ve aklın öğretilerini öncelesek, işin uzmanı yöneticileri organizasyonların başına getirsek, yerleri belli fay hatları üzerine bina yapmasak, binalarımızı depreme dayanıklı yapsak, yapıldığını denetlesek,

deprem kuşağı üstünde yaşayan bir ülkenin vatandaşları olduğu gerçeğinden hareketle  insanlarımızı eğitsek, öğretsek bunu yaşam kültürümüzün bir parçası haline getirsek olacak tüm doğa olayları felakete dönüşmeden kolaylıkla atlatılabilir” denildi.

 

HESAP SORULABİLMELİ  

 

Açıklamada şu görüşlere yer verildi. “Tüm halkımızın yönetenlerden bunu talep etmesi gerekir, yerine getirilmeyen hizmetlerin hesabı sorulabilmelidir. Eskişehir’imizin de bu risk altında olduğunu biliyoruz. Güçlü depremler üretecek fay hatları üstünde olduğumuzu biliyoruz. O zaman yapılması gereken bir gün olacak şiddetli bir depremin sadece doğa olayı olarak kalmasını sağlamak bir afete dönüşmesini engellemek bizim elimizde. Valilik, AFAD, UMKE, Sağlık Müdürlüğü gibi kamu kurumlarının yanında, belediyelerimizin, Meslek odalarımızın, STK’ların, muhtarların ve vatandaşlarımızın el ele vererek hazırlık yapması, ilimiz için planlama yapılması çalışmalarının başlatılması önemlidir.  Sonuç olarak planlama süreci çok değerlidir ve iyi bir hazırlık çok şeyi değiştirebilir.  Temel prensibimiz; afet krizini yönetmek değil çok daha kolay, maliyeti düşük olan afet riskini yönetmek olmalıdır.

Ölen vatandaşlarımız için taziyelerimizi, yaralı vatandaşlarımız için biran öncesağlıklarına kavuşmalarını ve Elazığ halkına geçmiş olsun dileklerimizi sunar, kentin yönetiminin bir daha böyle bir olayın felakete dönüşmesini önleyecek aklın hâkim olmasını temenni ederiz.”