Çocukluğunda, yaz tatillerinde gittiği Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde yaşayan anneannesinin evinde at sevgisiyle tanışan Durmuş, öğretmenlik mesleğini seçti ancak atlara karşı sevgisi hiç eksilmedi.  Muzaffer Durmuş, emekli olduktan sonra kocasının da desteğiyle at almaya karar verdi. 2015 yılında ilk atını satın alan Durmuş, atçılıkla ilgili daha fazla bilgiye sahip olmak için Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Mahmudiye Atçılık Meslek Yüksekokulunu kazanıp, kayıt yaptırdı. Bu yaz mezun olan Durmuş, sahip olduğu yarış atı sayısını 6'ya çıkardı. Atların beslenmesinden tımarına kadar her türlü işiyle ilgilenen Muzaffer Durmuş, taylarının seneye hipodromlarda yarışmaya başlamasını hedefliyor.

 

"HERŞEYLERİNİ YALNIZ YAPIYORUM"

 

Durmuş, anneannesinin köyünde severek bindiği atlardan öğretmenlik yaşamı boyunca ayrı kaldığını, ancak emekli olduktan sonra eşiyle at satın almayı istediklerini anlattı. Mahmudiye ilçesinden bir damızlık yarış atı satın aldıklarını ifade eden Durmuş şöyle konuştu. "O atta umduğumuzu bulamadık. Atımız hamile kalamadı. Bir süre sonra at sayımız artmaya başladı. Kısraklar her yıl doğum yapıyor. 2015 yılında üç erkek tayımız dünyaya geldi. Üç tane de kısrağa sahibiz.Atların beslenmesinden tımarına ve binilecek hale getirilmesine kadar her türlü işlemini tek başıma yapıyorum. Bir defasında Jumbo adındaki tayım beni boynumdan yaralamaya çalıştı. Ona sürekli elimle havuç veriyordum. Okuldaki eğitimden atları elle beslemenin doğru olmadığını öğrendim. Atların bizi beslenme aracı olarak gördüğünü öğrendim. Jumbo'nun o sırada beni havuç ağacı olarak gördüğü bilincine sahip oldum"  Durmuş, kadın olmasının atçılık mesleğinde kendisine avantaj sağladığını dile getirdi.