Arslan, gazetecilere yaptığı açıklamada, tutuklanan Yalçın Özalpay hakkında 23 dosya ve 4 uzaklaştırma kararının bulunduğunu belirterek, zanlının süreç boyunca ceza almamasının üzüntü verici olduğunu söyledi.

Kanunları çok iyi bilmediklerini, süreci basın yoluyla takip ettiklerini aktaran Arslan, "CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'in anlattığı kadarıyla o kadar dosya varken savcılık uzlaştırma yolunu seçmiş. 4 uzaklaştırma kararı varken, uzaklaştırma kararının ayrı ayrı ceza müeyyidesi olduğunu söylüyor ama bunlar hiç uygulanmamış, hiçbir ceza kesilmemiş. Sadece 3 bin lira cezası kesilmiş. Ne önemi var, giden gitti. Bu işin geri dönüşü yok." ifadelerini kullandı. Arslan, kızının ölümüne ilişkin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün açıklamasını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu konuyla ilgileneceğine inandığını dile getiren Arslan, şöyle devam etti:

"Bir an önce suçlunun cezalandırılmasını istiyorum. Bundan sonra yetimler olmasın, yuvalar sönmesin, ocaklar sönmesin, yavrularımızın canına kıyılmasın. Kızıma ayrı bir sevgi besliyorum. Kızımın bundan sonra Türkiye'de ve dünyada kadınların idolü oldu gözüyle bakıyorum. İnşallah bundan sonra cinayetler son bulur, yetkililer de yasa ne gerektiriyorsa bunları uygularlar. Temennimiz bu yönde” dedi.

 

DİLEKÇEDE KORKULARINI ANLATMIŞ

 

Ayşe Tuba Arslan'ın çantasından, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazdığı şikayet dilekçelerinden biri çıktı. Dilekçesinde, tedbir kararı olmasına rağmen hiçbir şekilde sonuç alamadığını kaydeden Arslan, şu ifadelere yer verdi: "Yalçın Özalpay tekrar fiziksel şiddet gösterdiği için hayatımdan endişe ediyorum. Yalçın Özalpay'dan korkuyorum. Her gün işe gelip giderken beni takip ediyor. Yalnız sokağa çıkamıyorum, bu nedenden dolayı işe babam getirip götürüyor. Babamın yanımda olmadığı zamanlarda şahsıma yönelik ağza alınmayacak hakaretlerde bulunuyor. Artık namusuma dil uzatıyor. Sokaklarda bağırıyor, herkes bize bakıyor ve bütün arkadaşlarımı rahatsız ediyor. Beni çocuklarımdan uzaklaştırdı, 'Anneniz kötü kadın' diye anlattı. Ben evimden çıkmayacaktım uzaklaştırma kararı olduğu halde, zorla eve girdi. Ben evi terk etmek zorunda kaldım. Can güvenliğim hiç yok. Kezzap atmakla, öldürmekle tehdit ediyor. Dayanacak gücüm kalmadı. Bunun gibi birçok tehditlerde bulunuyor. Bana artık iftira atıyor. Bankada param varmış, başka bir adamla yaşıyormuşum. Bana para vermiş, ev almış. Artık çok yoruldum, ne yapacağımı bilmiyorum. 25 yıllık evliliğimde ne kadar altın varsa elimden aldı. Ben 25 yıldır iyiydim, evi terk edince kötü oldum. Herkese böyle anlatıyor. Artık bu iftiralara dayanamıyorum. Cumhuriyet Başsavcılığından rica ediyorum bir kadın olarak ben öldükten sonra mı bana yardımcı olacaksınız?"