Hasan Atak yaptığı açıklamada, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın bankalar hakkında son eleştirileri Türkiye’ de bankaların tüketicileri ne derecede istismar ettiğini bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştur. Bu bağlamda, “Türkiye yüzde 2,9 büyürken bankalar yüzde 40 civarında kar artışı elde etmişse” bu durumda 80 milyon tüketici legal olarak soyulmuş demektir. Bu noktada, bir yandan tüketici mağduriyeti her geçen gün artarken, diğer yandan bundan Türkiye ekonomisi zarar görmekte ve sorun artık kangrene dönüşmektedir. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi'nin 2017 Mayıs ayı raporuna göre bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı geçen yılın ilk beş ayına göre bu yıl ilk beş ayda yüzde 2 artarak 618 bin kişiye ulaşmıştır. Yalnızca bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı bu yıl ilk beş ay sonunda toplam 435 bindir. Özellikle son beş yılda bankacılık sektörü tarafından adeta yolunacak bir kaz gibi görülen tüketici fahiş faizlerle ve halk arasında “Deli Dumrul Ücretleri” olarak anılan insafsız faiz dışı gelirlerle mağdur edilmiştir.

 

ÜCRET İADESİ SAĞLANDI

 

Yakın geçmişte Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) ve Federasyonumuza bağlı tüketici dernekleri verdiği mücadeleyle milyonlarca tüketiciden alınan haksız faiz dışı ücretlerin iadesini sağlandığını ifade eden Atak, şunları söyledi. “Ancak yeni Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunla bankaların alacakları bu ücretler hakkında BDDK ‘ya düzenleme yapma yetkisi verilerek bankaların faiz dışı ücretleri yasallaştırılmıştır. Böylece daha önce kesinleşmiş yargı kararlarıyla kazanılan haklar bizzat 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4/3. maddesiyle artık ‘bankacıların hakkı’ olarak Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa ile tescil edilmiş bulunmaktadır! Bu düzenleme ile 20 kalem bankacılık ücreti maalesef tüketiciyi korumakla yükümlü olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın uygun görüşüyle yasallaşmıştır. Örneğin, dosya masrafı kalkmış ama yerine tahsis ücreti konulmuş, Yargıtay kararı ile kaldırılan kredi kartı üyelik ücreti yasal olmuş, hesap işletim ücreti, fatura ödeme ücreti, arşiv - araştırma ücreti, kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan elektrik, su, gaz vb ödemelerinden ücret alınmasının yolu açılmıştır. BDDK verilerine göre, bankaların faiz dışı gelirleri bu yılın Ocak-Haziran döneminde 2016'nın aynı dönemine kıyasla yüzde 6 artarak 27 milyar 202 milyon liraya ulaşmış bulunmaktadır. Artık Hükümet ekonominin dokunulmaz baronlarına dokunmalı; bankaların bizzat Tüketicinin Korunması Kanunuyla korunmasına son vermelidir. Bankaların faiz dışı gelirlerinin kaynağı olan Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4/3. maddesi derhal kaldırılmalıdır. Diğer yandan kredi kartları ile ilgili akdi faiz ve temerrüt oranları çok yüksektir. Bu oranların tavanını Merkez Bankası belirlemekte ve ne hikmetse hiç bir banka bu tavanın altında faiz uygulamamaktadır. Aslında bu yetki Bakanlar Kurulu’na aittir. Hükümet faiz rantının yüksekliği konusunda işe bu yetkisini vatandaş ve ulusal ekonominin yararı için kullanmakla başlamalıdır. Bankalar tüketicinin ‘evrensel ekonomik çıkarlarının korunması hakkı’ doğrultusunda tüm tüketici iş ve işlemleri açısından sistematik ve etkin bir şekilde denetlenebilmeli; tek taraflı bankacılık sözleşmelerindeki haksız şartlar kaldırılmalıdır. Bu noktada BDDK, tüketicilerin korunması konusunda üç maymunu oynamayı bırakmalı; hem tüketicinin korunması, hem de ekonomik demokrasinin sağlanması için BDDK’ da tüketici tarafı da temsil edilmelidir.”