Ailesiyle vakit geçirmek için gittiği oyun salonlarındaki eksiklikleri görerek eşine ‘öyle bir yer yapacağım ki, hem biz hem çocuklarımız rahat edecek’ diyen Abdullah Ergen, çocuk eğlence makineleri imalatı işine koyuldu. Oyuncakları kendisi tasarlayan Ergen, bir süre sonra Türkiye’nin farklı noktalarında şubeler açmaya başladı. Profesyonel çalışanların olduğu oyun salonuna çocuklar gönüllerince eğlenirken, aileleri ise kafe kısmına oturup kendilerine vakit ayırabiliyorlar. Birçok şehirde açtığı oyun salonu ve kafeler ile ülke ekonomisine de büyük katkı sağlayan ve asıl işi resim öğretmenliği olan Ergen, yerli üretimin çok önemli olduğunu ve yatırım yapmaktan korkulmaması gerektiğini söyledi. Zincir olma yolunda ilerleyen ve çalıştırdığı onlarca kişi ile ülke ekonomisine de katkılar sunan Ergen, 9’uncu şubesini de Eskişehir’de açtı.

 

“BİR ŞEYLERİ OLUŞTURABİLİRİZ”

 

Yaptığı işletmenin açılış öyküsünden bahseden Resim Öğretmeni Abdullah Ergen, vatandaşlar tarafından da üretimlerin yapılması gerektiğine dikkat çekerek “Oyun salonlarına kurduğumuzda, ailecek gittiğimizde biz oyun salonlarında duramıyoruz. Çünkü büyük gürültü altında. Çocuklarla da bir restorana gidip ailecek yemek yiyelim dediğimizde de biz hanımla bir arada duramıyoruz. Bu yoldan çıktık işin aslı. Hanıma dedim ki, ‘öyle bir yer açacağız ki, hem ben rahat edeceğim, hem çocuklar rahat edecek’ o yüzden böyle bir konsept yaptık. Şu an yaptığımız konseptte, aileler çocuklar ile geldiğinde ebeveyn ayrı profesyonel bir hizmet alıyor, çocuklar da deneyimli çalışanlar gözetiminde çocuklara bakıyorlar. Ben İç Anadolu’da yetişen biriyim. Ben Türkiye’nin her tarafını geziyorum. İç Anadolu’da, Doğu’da geçmişte nasıl bir oluşum varsa herkes dışardan bu onun ürünü, bu yurt dışının ürünü şeklinde oturtturulmuş. Bu bana ters bir mantık. Biz üretebiliriz, biz kesinlikle üretebiliriz. Biz bir şeyleri oluşturabilecek kapasitedeyiz. Ama bu yolda kimse adım atmıyor. Cesaret mi diyelim, maddiyat mı diyelim bilmiyorum ama bence cesaret” dedi. (HM)