Gürleyik Mahallesinde bulunan ve 1800’lü yıllarda Hacı Halit Ağa tarafından hamamı ile beraber yapılan konak, içerisinde bir tarihi barındırıyor. Türk misafirperverliğinin ve Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan konağın giriş kapısı üstünde ve yanlarında bulunan cumba dikkat çekiyor. Konumu itibariyle köyün her yerinden görülebilen ve 1997 yılında çökmeye başlayan tarihi konağın yıkık hali düşündürüyor. Bakımsızlıktan dolayı adeta can çekişen tarihi yapıyla ilgilenilmesi için de gerekli yere başvurular yapılırken Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırıldı. Hiçbir bakım yapılmayan ve hem şartlardan dolayı hem de içerisine giren kişiler tarafından zarar gören kültür mirası, restorasyon yapılması için bekliyor. Binanın hamam tarafında bulunan duvarı da göçme tehlikesi yaşarken 2 salon ve 6 odada bulunan tavan ve duvar işlemeleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. 

“Her odasında her işlemesinde anılarım var” 
Konağın göçtüğü 1997 yılından beri kurtarmak için mücadele ettiğini söyleyen varislerinden Halit Gürsoy, bu durumun kendisini çok üzdüğünü ifade ederek, "‘Biz bundan sonra, ‘Konağı verdik, ne olursa olsun’ demiyoruz. Ama Kültür Bakanlığımız inşallah bunu yatırım programına alır, bu tarihi eseri yaşatırız. Ben her gelişimde üzüntü içindeyim çünkü anılarım var. Her odasında, her işlemesinde anılarım var. Ben Safranbolu’ya gittim, Beypazarı’na gittim bu işlemeleri orada görmedim. Her odanın kendine göre işlemesi vardı. Bu özellikler yok oldukça içim parçalanıyor. İnşallah yetkili makamlar bunu dikkate alır diye düşünüyorum. Gürleyik aynı zamanda İç Anadolu’nun doğa harikası ve kültür mirasımız, tarihsel mirasımız ve doğal mirasımız var. Eğer başarabilirsek İç Anadolu’da açık doğa tarih kültürünün sesi olur” dedi. 

“Ne yazık ki, tarihi eserlerimiz içler acısı” 
Kültür miraslarına dikkat edilmesi ve korunması gerektiğini söyleyen Gürsoy, vatandaşların tarihe bakış açısının farklı olduğunu ifade etti. Gürsoy, “Ben her zaman şunu savunmuşumdur ülkemizde, kültür mirası bırakmak kadar kültür mirasının değerini bilecek nesiller de önemli. Biz feodal aile yapısından yetiştiğimiz için büyüklerimizin yanlışlarını söyleyemedik, ama ben bunu sadece burada değil, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde gördüm. Ne yazık ki, tarihi eserlerimiz içler acısı. Yani ülkemizde tarihe bakış açısı şudur, ‘Şu kadar konak var’ dediğiniz zaman vatandaş önce diyor ki, ‘Temelinde altın var mı?’ Doğa denilince, ‘İyi mangal yapılır mı’ anlayışı bitince ancak biz bu eserlerin ve doğanın değerini biliriz” ifadelerini kullandı. 
Gürsoy ayrıca konağın kamulaştırılmasında emeği geçen herkese teşekkür ederken tarihi yapının korunmasını istediklerini aktardı.