İletişim Bilimleri Fakültesi Midas Salonu'nda düzenlenen ve Fenerbahçe Üniversitesi (FBÜ) İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Güzel ve Yeni Medya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ece Baban konuşmacı olarak yer aldığı söyleşiye ilgi yoğundu. Öğrencilere yeni medya ve iletişim hakkında bilgiler verilirken merak edilen yanıtlar da cevaplandı. 

“Bu güzellik seti kadınların belası” 
Burada açıklamalarda bulunan eski manken ve oyuncu Doç. Dr. Ebru Güzel, kadınlara yüklenen yanlış bir beden algısı olduğunu belirtti. Kadınların da kendilerine ‘güzellik seti’ çektiğini vurgulayan Güzel, “Bu bir görünüm politikası. Kadınları hapseden bir basmakalıp, bir ideal. Tamamen bütün kadınların olması gereken bir 36 beden, beyaz ten, okka burun, kalın kaş. Şimdi bir de kaş modası var. Herkes mutlaka kaşlarını yaptırıyor. Saç uzun olacak, gerekirse solaryumlu olacak cilt. Kışın bile bunu yapmak zorundaymışız gibi bir algı var. Buna ben güzellik seti diyorum. Bu güzellik seti olmazsa olmaz ve kadınların belası. Bundan kurtulmak için gerçekten beynimizin içini güzelleştirmemiz gerekiyor. Çünkü kadınların eseri toplumlar ve toplumların güzelleşmesi, mutluluğu için önce beynimizin içini güzelleştirmemiz gerekiyor. Orayı bilgi ile doldurmamız gerekiyor. Esra hocamız ile birlikte yazdığımız bu kitap bunu anlatmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı. 

“Güzellik algısı filtrelerle tamamlanıyor” 
Teknolojik gelişmelerin hem olumlu hem de olumsuz yönlerinin olduğunun altını çizen Ebru Güzel, sosyal medya ile tüm özel alanların ifşa edildiğini aktardı. Ebru Güzel, “Teknolojik bir gelişme varsa, bunun iki yönü var. Bunun bir tanesi olumlu yönü, bu hayatımızı kolaylaştırıyor. Albüm şeklinde orada kendimizi sergileyebiliyoruz ve arkadaşlarımızın ne yaptığını görebiliyoruz. Ama bu yatak odasından, kadınlar için ayak parmağından saç teline kadar bütün alanları ifşa ettikleri, yatak odasından spor merkezlerine kadar her alanın içerisine girdiğimiz ve elimiz gibi bir uzantımız haline gelen cep telefonu bağımlılığı var. Bunu kadınlardan ziyade özellikle genç kızlar ve kız çocukları üzerinde etkisi çok büyük. Instagram üzerinde dünya ikincisiyiz. Çok gelişiyoruz ama bu kadar gelişmek de korkutucu. Çünkü teknolojinin olumsuz tarafından bakarsak bir esaret söz konusu. Fakat bu esaret Instagram’a girmek değil, orada bahsettiğim güzellik setini oluşturabilmek. Hepimiz böyle doğmuyoruz. Güzel değilsek ne yapacağız? Ama kadınlar güzel olmak zorunda, başarılı olmak zorunda. Bunu Instagramdaki filtreler ve güzellik uygulamaları ile sağlıyorlar. Bunun kötü tarafı aynaya baktığımızda biz o değiliz. Kadınlar aynı beden ve bir gardolaptan giyinircesine tek tipleşmiş bir vaziyetteler ve bir hedef var. O hedefe koştukça da yakalayamıyorsun. Çünkü o hedef ‘Human Barbie Do’ yani ‘gerçek Barbie bebek’. Sanki öbür dünyadan gelmiş gibi kusursuz bir ten, kusursuz ışık saçan bir görünüm, ince bel, kalça yerinde olacak ama zayıf olacaksın. Böyle bir dünya gerçekten çok yorucu, çok yıpratıcı, zahmet alıcı, çok tüketime iten bir şey. Tükettikçe kendimizi tüketmeye başlıyoruz ve işte burada bir uyutulma söz konusu” dedi.